Peki Luxemburg'da ne yapılır? işte bu zor bir soru:) Cumartesi günü şansımıza güneşli ve sıcaktı. Önce şehir merkezine inip, ünlü markaların, birçok restoran ve kafenin olduğu sokaklarda geziyoruz... Şehir derin bir vadi ve içinden geçen nehirle ikiye bölünmüş, iki kısım köprülerle birbirine bağlı... Arnavut kaldırımlı sokakları yanında geniş yemyeşil parklar da gözalıcı.
Burdan sonraki durak ise "Grund", şehrin aşağı kısmında yer alan nehir kenarında kurulmuş. Asansörle ya da kendinize güveniyorsanız merdivenle de inebilirsiniz. 94'te UNESCO'nun dünya mirası listesine alınmış. Nehrin çevresinde sıralanmış evleri ve çok iyi korunmuş mimarisini görünce hak veriyorsunuz.
Buradaki favori yerimiz Portekiz retoranı olan "Chez Bacano". Spesiyali ise bol sarımsaklı dev karidesleri! Şimdiye kadar hiç görmediğim lezzetteler.
Pazar günü ise heryer kapalı... Sadece mağazalar değil, marketler, benzinciler, hatta çoğu restoran ve cafe bile kapalı! Bu yüzden işimiz bayağı zor oldu. Sabah kahvaltısı için favori yerimiz "La Table Du Pain". Mekan gerçekten çok güzel, bir de ne yemek istediğinizi anlatabilirseniz daha güzel olacak! 3 resmi dillerinden biri olan Fransızca genelde konuşuluyor, ve bu dili bilmiyorsanız işiniz zor, çünkü sizi anlamak için pek de çaba sarfetmiyorlar... En kötü ihtimal menüden bir seçim yapıp ne çıkarsa bahtıma demek... Bütün bunlara rağmen çok keyifli bir kahvaltı yapabilirsiniz...
Kahvaltıyı da bitirdikten sonra yapacak birşey kalmıyor. Biraz daha boş sokaklarında dolaşıp, sadece bize kalan Luxemburg'un tadını çıkarıyoruz...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
2 comments:
Çok güzel resimler çekmişsiniz. Tebrikler..
Fotograf cekimleriniz harika olmus tebrikler
Yorum Gönder