Geçenlerde okumuştum, kalp hastaları üzerinde inceleme yapmışlar, bahçeyle ilginenlerin ilgilenmeyenlere oranla daha az gerildiğini, daha az sinirlendiğini ve daha az yorulduklarını gözlemlemişler. Bahçeyle ilgilenmek, çiçek ekmek, sulamak, bakımını yapmak gerçekten stresten uzaklaştırıyor insanı, aynı zamanda fiziksel aktivite yerine de geçiyor. Bir de diktiğiniz bitkilerin çiçek açtıklarını görmek ayrı bir zevk.
Ben de bahçe hevesimi balkonda yaşamaya çalışıyorum, çiçeklerden sonra işi büyütüp fesleğen ve nane yetiştirmeye başladım. En son diktiğim pembe domatesler de bayağı büyüdüler, hatta birine destek yapmak zorunda kaldım... Yaz bitmeden umarım yiyebileceğim hormonsuz domateslerimi...
Terapi niyetine çiçek yetiştirmek...
Posted by
jewel
|
30 Haziran 2009 Salı
|
Labels:
Evdeki Bahçe
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Mavi ve Beyazın uyumu
Posted by
jewel
|
28 Haziran 2009 Pazar
|
Labels:
Dekorasyon,
Evlerde Yaz Havası
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Mavi ve beyaz tonlarda döşenmiş evler ferahlık hissi uyandırıyor... Özellikle yazlık evler için çok uygun bir kombinasyon...
Bira ve Patates için en iyi adresler
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Gezi / Travel
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Bu haberi gazetede okuduğumda hemen gözümde tütmedi desem yalan olur... Favori ikililerimden biri bira ve patates:) Özellikle yazın sahilde otururken atıştırmalık daha iyi birşey olabilirmi:)
Bira-patatesin en iyi 10 adresini araştırmışlar, biranın soğukluğu, patatesin kıtır olup olmadığı, yağ oranı gibi kriterlere göre seçim yapmışlar... Ben de ilk 5'i ekledim bloguma...
1. Sultan Pub:
Sultanahmet Meydanında, özellikle yabancı turistlerin ilgi gösterdiği bir mekan. Fiyatları da biraz turistik:) Geçenlerde arkadaşımla "eski istanbul" turu yaptığımızda biz de dinlenmek için buraya oturduk, saatlerce gezmenin yorgunluğu mu mekanın güzelliği mi bilemiyorum ama ilaç gibi gelmişti..
2. Bebek Taps:
Yaklaşık 4 yıl önce Teşvikiye'de açılan ve kendi birasını kendi üreten Taps, burayı kapadıktan sonra önce Bebek sonra da Suadiye'de şubeler açtı. Mekanda fiyatları 8-11 TL arasında değişen 21 çeşit fıçı bira var.
3. Doy Doy:
Bu da İzmir'den, Alsancak'ta 1981'den beri hizmet veriyormuş.. Ketçap, mayonez, acı sos ve hardalı kendi yöntemleriyle hazırlıyorlarmış...
4. Beerport:
Beşiktaş'ta, Boğazın hemen kenarında bulunan Beerport, çevredeki dershane ve üniversiteler yüzünden gençlerin tercih ettiği bir mekan.
5. Kime Ne:
İstanbul'da bira ve patates dendiğinde ilk akla gelen yerlerden biri Çiçek Pasajı. Burada kızarmış patates eşliğinde bira içmek bir rituel, Kime Ne restoran da pasajın simgesi olmuş...
Bira-patatesin en iyi 10 adresini araştırmışlar, biranın soğukluğu, patatesin kıtır olup olmadığı, yağ oranı gibi kriterlere göre seçim yapmışlar... Ben de ilk 5'i ekledim bloguma...
1. Sultan Pub:
Sultanahmet Meydanında, özellikle yabancı turistlerin ilgi gösterdiği bir mekan. Fiyatları da biraz turistik:) Geçenlerde arkadaşımla "eski istanbul" turu yaptığımızda biz de dinlenmek için buraya oturduk, saatlerce gezmenin yorgunluğu mu mekanın güzelliği mi bilemiyorum ama ilaç gibi gelmişti..
2. Bebek Taps:
Yaklaşık 4 yıl önce Teşvikiye'de açılan ve kendi birasını kendi üreten Taps, burayı kapadıktan sonra önce Bebek sonra da Suadiye'de şubeler açtı. Mekanda fiyatları 8-11 TL arasında değişen 21 çeşit fıçı bira var.
3. Doy Doy:
Bu da İzmir'den, Alsancak'ta 1981'den beri hizmet veriyormuş.. Ketçap, mayonez, acı sos ve hardalı kendi yöntemleriyle hazırlıyorlarmış...
4. Beerport:
Beşiktaş'ta, Boğazın hemen kenarında bulunan Beerport, çevredeki dershane ve üniversiteler yüzünden gençlerin tercih ettiği bir mekan.
5. Kime Ne:
İstanbul'da bira ve patates dendiğinde ilk akla gelen yerlerden biri Çiçek Pasajı. Burada kızarmış patates eşliğinde bira içmek bir rituel, Kime Ne restoran da pasajın simgesi olmuş...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
King of Pop...
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Gelmiş geçmiş en büyük pop starı, popun kralı... Sesi, dansı, şovu, yaptığı şarkılar gerçekten benzersizdi, çok büyük bir kayıp, çok üzücü... Bizim çocukluğumuz onun şarkılarıyla geçti, insan hiç yakıştıramıyor, ölüm onlara uzakmış gibi geliyor ama değil ne yazıkki...
Time dergisi Michael Jackson anısına özel sayı yayınlıyor bugün, hayatı, şarkıları, yakın arladaşlarıyla yapılan roportajları okumak isterseniz internet sayfasından ulaşabilirsiniz...
Time dergisi Michael Jackson anısına özel sayı yayınlıyor bugün, hayatı, şarkıları, yakın arladaşlarıyla yapılan roportajları okumak isterseniz internet sayfasından ulaşabilirsiniz...
Deep Purple Kuruçeşme Arena'da
Posted by
jewel
|
27 Haziran 2009 Cumartesi
|
Labels:
Konser,
Kültür / Sanat,
Yaşam / Lifestyle
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Rock müziğin en büyük gruplarından olan Deep Purple, müzik dünyasındaki 40. yılını kutluyor, bunu şerefine gerçekleştirdikleri "Deep Purple 40 Years Anniversary Tour" kapsamında 20 Temmuz'da Kuruçeşme Arena'da sahne alacaklar, bu konser kaçmaz!
Karpuzlu tarifler
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Yiyelim / İçelim
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Şimdi karpuzun da tarifi mi olur demeyin... Karpuz kuşkusuz yaz aylarının en lezzetli ve serinletici meyvelerinden biri. Çoğunlukla sudan oluştuğu ve de neredeyse kalorisiz oluşu nedeniyle de diyet yapanların baş tacı, bu yüzden karpuzla yapılan birkaç tarifi paylaşayım dedim...
Karpuz ve beyaz peynirli salata:
Ayrılmaz ikili:) Ama içeriği biraz daha zenginleştirebilirsiniz, karpuz ve beyaz peynire ilave olarak cherry domates, taze nane, balsamik, ve karabiberle çok güzel bir salataya dönüşebilir... Domates ve karpuz ikilisi kulağa garip gelse de denemenizi öneririm...
Karpuzlu mojito:
Daha önce 2009 yaz içkilerinde bahsetmiştim, Küba'nın meşhur içkisi mojito'ya karpuz ilavesi.. Yapılışına gelince; kestiğiniz karpuzları 2 saat boyunca doncurucuda saklayın. Tamamen donduğunda rom, tane nane, limon ve soda ile blenderda karıştırın. Bardakları da taze nane ve limon dilimleriyle süsleyebilirsiniz...
Karpuzlu Sorbet:
Malzemeler çok kolay, 1 bardak su, 1 bardak şeker, ve 1 limonun suyu ve tabiki karpuz. Şurup için su ve şekeri şeker eriyip kıvamı koyulaşana kadar ateşte kaynatın, sonra soğumaya bırakın. Şurup soğuduktan sonra karpuzlarla beraber blenderdan geçirin, bu arada limon suyunu ekleyin.
Karışımı 2 saat soğumaya bırakın. Bundan sonrası dondurma makinanız varsa çok kolay, karışımı makinaya koyup karıştırın.
Thai usulu karpuz:
İşi abartıp, karpuzu yemek yerine böyle heykele de dönüştürebilirsiniz:))
Karpuz ve beyaz peynirli salata:
Ayrılmaz ikili:) Ama içeriği biraz daha zenginleştirebilirsiniz, karpuz ve beyaz peynire ilave olarak cherry domates, taze nane, balsamik, ve karabiberle çok güzel bir salataya dönüşebilir... Domates ve karpuz ikilisi kulağa garip gelse de denemenizi öneririm...
Karpuzlu mojito:
Daha önce 2009 yaz içkilerinde bahsetmiştim, Küba'nın meşhur içkisi mojito'ya karpuz ilavesi.. Yapılışına gelince; kestiğiniz karpuzları 2 saat boyunca doncurucuda saklayın. Tamamen donduğunda rom, tane nane, limon ve soda ile blenderda karıştırın. Bardakları da taze nane ve limon dilimleriyle süsleyebilirsiniz...
Karpuzlu Sorbet:
Malzemeler çok kolay, 1 bardak su, 1 bardak şeker, ve 1 limonun suyu ve tabiki karpuz. Şurup için su ve şekeri şeker eriyip kıvamı koyulaşana kadar ateşte kaynatın, sonra soğumaya bırakın. Şurup soğuduktan sonra karpuzlarla beraber blenderdan geçirin, bu arada limon suyunu ekleyin.
Karışımı 2 saat soğumaya bırakın. Bundan sonrası dondurma makinanız varsa çok kolay, karışımı makinaya koyup karıştırın.
Thai usulu karpuz:
İşi abartıp, karpuzu yemek yerine böyle heykele de dönüştürebilirsiniz:))
Çaydanlıktan lamba olur mu?
Posted by
jewel
|
25 Haziran 2009 Perşembe
|
Labels:
Dekorasyon,
Günün Dekorasyon Fikri
|
3
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
İşte yine ilginç dekorasyon objelerinden, bunu evde kendiniz de yapabilirsiniz... Sizin de mutlaka tek kalmış bir fincan, ya da takımı kırılmış bir demliğiniz vardır...
Kediseverler için...
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Dekorasyon,
Kedimiz,
Mimari Tasarımlar
|
2
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Sudaki İzler
Posted by
jewel
|
22 Haziran 2009 Pazartesi
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
İz Tv, Türk yapımı belgesel kanalı, hatta ilk Türk belgesel kanalı. Genelde başarılı buluyorum, özellikle Savaş Karakaş'ın hazırladığı "Sudaki İzler"e rastlarsam ekranın başından ayrılmıyorum. Savaş Karakaş'ı eğlence programlarında sunuculuk yaptığı zamandan hatırlayabilirsiniz ama son senelerde yarışma programları yerine kendi yapımcılığını yaptığı sualtı belgeselleri çekiyor. Çanakkale'ye ilgisi yüzünden de Çanakkale batıkları üzerine birçok belgesel çekmiş.. "Derinlerdeki Tarih", "Savaş Alanı Dedektifleri", "Dumlupınar"...
Sudaki İzler'de, sadece Çanakkale değil, Türkiyenin birçok yerini görme fırsatı bulabilirsiniz. Dalış programıyla karıştırmayın, belgesel sevenlerin ve sualtındaki hayatı merak edenlerin ilgisini çekecek bir program. Açıkçası yayın saatlerini bilmiyorum ama olur da rastlarsanız kaçırmayın derim...
Sudaki İzler'de, sadece Çanakkale değil, Türkiyenin birçok yerini görme fırsatı bulabilirsiniz. Dalış programıyla karıştırmayın, belgesel sevenlerin ve sualtındaki hayatı merak edenlerin ilgisini çekecek bir program. Açıkçası yayın saatlerini bilmiyorum ama olur da rastlarsanız kaçırmayın derim...
Konuk Yazardan: Çanakkale, Hünnap Han
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Çanakkale - Hünnap Han,
Gezi / Travel,
Konuk Yazar
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Malum bu mevsimde artık bütün enerjimizin sonuna gelmişken en çok kurduğumuz hayal tatile ne zaman çıkacağımız ve nereye gideceğimiz ile ilgili. Geçen sene eşimin Çanakkale’ye gitmeyi çok istemesi üzerine Çanakkale Adatepe Köyü’nde Hünnap Han’da kaldık. Kaz Dağları zaten mükemmel doğası ve orman havası ile insanı mest ediyor, üstüne Çanakkale ve Şehitlik inanılmaz güzeldi. Hele bir de Turgut ÖZAKMAN’ın “Diriliş” ini yeni okuduktan hemen sonra Şehitliğe gitmek, (eğer tarihi seviyor iseniz) olağan üstü bir duygu. Bütün tüyleriniz diken diken geziyorsunuz şehitliği ve Atatürk’e bir kez daha hayran kalıyorsunuz. Bütün şehitliklerde şehitlerin yanı sıra Atatürk ve arkadaşlarına sürekli dualar ettim, iyi ki vardınız ve iyi ki bu milleti kurtardınız diye.
Çanakkale’de Hünnap Han’da kaldık. Ben zaten gitmeden internet sitesinden ziyaret etmiş hem eski taş binayı, hem restore ediliş şeklini, sakin ve huzurlu görüntüsünü, hatta sitedeki yalın ve samimi anlatımı çok beğenmiştim. Gerçekten umduğum gibi bir mekan ve güler yüzlü insanlar karşıladı bizi. Sahibinin rahatsızlığı nedeni ile oğlu ile tanışma fırsatını bulduk ve kendisine de tanıdığımız herkese tavsiye edeceğimizi hatta en kısa zamanda tekrar gelmek istediğimizi söyledik. İstediğiniz şey gün boyu çalan güzel müzikler eşliğinde kitap okumak, güzel bir bahçede keyifli bir sohbet ile bir şeyler yudumlamak, televizyonun lafının bile edilmediği bir mekanda hoşça vakit geçirmek ise ben lütfen yolunuz düştüğünde, yada bir fırsat yarattığınızda uğrayın derim. Üstelik yakınında tarihi mekanların çokluğu, Zeus Altarı (başka hiçbir yerde göremeyeceğiz muhteşem manzara eşliğinde), küçüklü büyüklü şelaleleri, ve bir de tabii ki çok yakında olmamak ile birlikte günübirlik gidip gelebileceğiz Çanakkale Şehitliği var.
Hünnap Han 260 yıllık bir Osmanlı Konağı imiş. Konağın ilk sahibi Hacı Mehmet Efendi olarak biliniyor. 3 yıl süren detaylı bir restorasyondan sonra hizmete açılan bu konakta 9 standart oda bir süit (2 odalı) bulunuyor. 55 kişilik kapalı yemek salonu ve şömineli barı ile konuklarına hizmet ediyor. Konağın avlusunda 180 yıllık Hünnap ağacının gölgelediği bahçede zengin içecek menüsüyle keyifli anlar sizi adeta büyülüyor. Modern bir köy evi tarzında dekore edilen odalardaki pencerelerden görünen Kazdağı ve Edremit Körfezi'nin manzarasına doyum olmuyor. Köy meydanında gecenin ilerleyen saatlerinde, çay içmek ve sadece doğadan gelen sesleri dinlemek kadar hiçbir şey sanırım, tatil öncesi yorgunluğunuzun yerini huzur ve sükunete bırakamaz. Bu arada Hünnap ismi (Ziziphus zizyphus), Rhamnaceae (cehrigiller) familyasından, bahar aylarında hoş kokulu sarı renkli çiçekleri olan bir ağacın meyvesinden geliyormuş. Bildiğim kadar ile otelde, çayı ve reçelini de tatmak mümkün. Benden Hünnap Han ile sanırım bu kadar bilgi yeter, isterseniz siz bir sitelerini ziyaret edip o doğal ve güzel atmosferi kendiniz gözlerinizle görün.
Keyifli ve gönlünüzce bir tatil geçirmeniz dileği ile…
SERAP
Çanakkale’de Hünnap Han’da kaldık. Ben zaten gitmeden internet sitesinden ziyaret etmiş hem eski taş binayı, hem restore ediliş şeklini, sakin ve huzurlu görüntüsünü, hatta sitedeki yalın ve samimi anlatımı çok beğenmiştim. Gerçekten umduğum gibi bir mekan ve güler yüzlü insanlar karşıladı bizi. Sahibinin rahatsızlığı nedeni ile oğlu ile tanışma fırsatını bulduk ve kendisine de tanıdığımız herkese tavsiye edeceğimizi hatta en kısa zamanda tekrar gelmek istediğimizi söyledik. İstediğiniz şey gün boyu çalan güzel müzikler eşliğinde kitap okumak, güzel bir bahçede keyifli bir sohbet ile bir şeyler yudumlamak, televizyonun lafının bile edilmediği bir mekanda hoşça vakit geçirmek ise ben lütfen yolunuz düştüğünde, yada bir fırsat yarattığınızda uğrayın derim. Üstelik yakınında tarihi mekanların çokluğu, Zeus Altarı (başka hiçbir yerde göremeyeceğiz muhteşem manzara eşliğinde), küçüklü büyüklü şelaleleri, ve bir de tabii ki çok yakında olmamak ile birlikte günübirlik gidip gelebileceğiz Çanakkale Şehitliği var.
Hünnap Han 260 yıllık bir Osmanlı Konağı imiş. Konağın ilk sahibi Hacı Mehmet Efendi olarak biliniyor. 3 yıl süren detaylı bir restorasyondan sonra hizmete açılan bu konakta 9 standart oda bir süit (2 odalı) bulunuyor. 55 kişilik kapalı yemek salonu ve şömineli barı ile konuklarına hizmet ediyor. Konağın avlusunda 180 yıllık Hünnap ağacının gölgelediği bahçede zengin içecek menüsüyle keyifli anlar sizi adeta büyülüyor. Modern bir köy evi tarzında dekore edilen odalardaki pencerelerden görünen Kazdağı ve Edremit Körfezi'nin manzarasına doyum olmuyor. Köy meydanında gecenin ilerleyen saatlerinde, çay içmek ve sadece doğadan gelen sesleri dinlemek kadar hiçbir şey sanırım, tatil öncesi yorgunluğunuzun yerini huzur ve sükunete bırakamaz. Bu arada Hünnap ismi (Ziziphus zizyphus), Rhamnaceae (cehrigiller) familyasından, bahar aylarında hoş kokulu sarı renkli çiçekleri olan bir ağacın meyvesinden geliyormuş. Bildiğim kadar ile otelde, çayı ve reçelini de tatmak mümkün. Benden Hünnap Han ile sanırım bu kadar bilgi yeter, isterseniz siz bir sitelerini ziyaret edip o doğal ve güzel atmosferi kendiniz gözlerinizle görün.
Keyifli ve gönlünüzce bir tatil geçirmeniz dileği ile…
SERAP
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
İspanyol Omleti
Posted by
jewel
|
21 Haziran 2009 Pazar
|
Labels:
Yiyelim / İçelim
|
2
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Pazar günü brunchta (ya da akşam yemeği hazırlayamadığınızda:)) omletten daha kolayı yok sanırım. İspanyol omleti - ya da benim patatesli omlet dediğim - küçüklüğümden beri en sevdiğim yemeklerden biri olmuştur. Diğer bildiğimiz omletlere göre yapılışı biraz daha zahmetli ama o zahmete de değiyor...
Yapılışına gelince:
Yapılışına gelince:
- 3 orta büyüklükte patates
- 1 soğan
- 3 ya da 4 yumurta
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Zencefil
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Sağlık,
Yiyelim / İçelim
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Zencefil çok şifalı bir bitki, ama son zamanlarda birçok yerde okuduğum zayıflamaya yardımcı etkisi daha çok ilgimi çekti, ne yalan söyleyeyim...
Mide ağrılarında, hazımsızlıkta ve özellikle mide bulantısına çok faydalıymış... Aynı zamanda güçlü bir antioksidan olduğundan kansere karşı koruyucu. Metabolizmayı hızlandırdığı için de zayıflamaya yardımcı olduğu söyleniyor.
Zencefili yemeklerde baharat olarak kullanabilirsiniz, marketlerde tazesini bulmak mümkün, ayrıca toz halinde de satılıyor. Taze zencefili rendeleyerek demleyebilir ve çayını içebilirsiniz. Başka bir alternatif de zencefilli limonata. Tarifi ise aşağıda...
Zencefilli Limonata:
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Mide ağrılarında, hazımsızlıkta ve özellikle mide bulantısına çok faydalıymış... Aynı zamanda güçlü bir antioksidan olduğundan kansere karşı koruyucu. Metabolizmayı hızlandırdığı için de zayıflamaya yardımcı olduğu söyleniyor.
Zencefili yemeklerde baharat olarak kullanabilirsiniz, marketlerde tazesini bulmak mümkün, ayrıca toz halinde de satılıyor. Taze zencefili rendeleyerek demleyebilir ve çayını içebilirsiniz. Başka bir alternatif de zencefilli limonata. Tarifi ise aşağıda...
Zencefilli Limonata:
- 2 bardak su, 1 bardak limon suyu, ve 4 çay kaşığı taze zencefili blenderdan geçirin
- Karışımı süzün ve şeker ekleyin
- 3 bardak soda ekleyin
- Buz ve dilimlenmiş limon ekleyin
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Hamakta bahçe keyfi...
Posted by
jewel
|
20 Haziran 2009 Cumartesi
|
Labels:
Dekorasyon,
Evlerde Yaz Havası
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Yazlığınızın bahçesi için idael, iki ağaç arasına gerilmiş hamakta, ağacın gölgesinde siesta...:) Ağaca bağlama imkanı yoksa taşıma iskeletiyle beraber satılanları da mevcut...
5. Koçtaş: 200x120 cm. Yeşil-mavi ve turuncu-kahve çizgili, 24,90 TL
1. IKEA: GRENÖ hamak 140x220cm, çeşitli renkler, 99 TL
2. Hepsiburada: ERİNÖZ Hamak ve iskeleti, fiyatı belli değil
3. Discovery Deluxe, taşınabilir hamak, 70$
4. Mudo: Joy Hamak, 128x335 cm, 295 TL2. Hepsiburada: ERİNÖZ Hamak ve iskeleti, fiyatı belli değil
3. Discovery Deluxe, taşınabilir hamak, 70$
5. Koçtaş: 200x120 cm. Yeşil-mavi ve turuncu-kahve çizgili, 24,90 TL
Meyve Salatası
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Yiyelim / İçelim
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Yaz aylarında tatlı yerine geceçek, çok pratik ve sunumuyla da çok şık tadımlık... Az kalorili olması da cabası..:)
Salatanın içine evdeki mevcut meyvelerden karıştırabilirsiniz. Elma, armut, kivi, şeftali, karpuz, üzüm... Meyveleri küçük küçük doğrayıp, dondurma kaplarında ya da bir margarita bardağında servis yapabilirsiniz.. Üstüne dondurma ve çikolata sosu da eklendiğinde nefis oluyor...
Salatanın içine evdeki mevcut meyvelerden karıştırabilirsiniz. Elma, armut, kivi, şeftali, karpuz, üzüm... Meyveleri küçük küçük doğrayıp, dondurma kaplarında ya da bir margarita bardağında servis yapabilirsiniz.. Üstüne dondurma ve çikolata sosu da eklendiğinde nefis oluyor...
2009 Yaz İçkileri
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Yiyelim / İçelim
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
ÇİLEKLİ VOTKA MARTİNİ
İyi bir yaz aperatif içkisi olan martini ile hazırlanan çilekli votka martini modası bütün Avrupa'yı sarmış durumda. Türkiye'de de pek çok popüler mekan mönüsüne bu kokteyli ekledi.
- Votka
- Çilek
- Şeker
MOJITO
Küba'nın milli içkisi mojito,
- Nane,
- Misket limonu,
- Şeker,
- Rom ve
- Buz ile yapılıyor.
MAVİ MARGARİTA
2009 yazında ise frozen margarita yeniden trend oldu. Ama bu yaz çilekli, limonlu gibi çeşitler değil en çok zencefilli margarita ön plana çıktı. Mavi Curaçao likorunden yapılan margarita ise başka bir alternatif.
- Buzlu margarita mix
- Tekila
- Blue Curaçao likor
- Limon
CARPIRINHA
Geçtiğimiz yıl mojitoya rakip gösterilen Brezilya içkisi caipirinha bu yaz popülaritesini iyice artırdı. Caipirinha ismi 'caipira' kelimesinden türetilmiş ve anlamı ise 'küçük köylü kızı'.
- Misket limonu
- Esmer şeker
- Kırılmış buz ve
- Rom
COSMOPOLITAN SLUSHY
Carrie Bradshaw ile meşhur olan klasik cosmopolitana alternatif buzlu cosmopolitan
- Portakal/ya da mandalina aromalı votka
- Limon
- Yabanmersini suyu
- Buz
TROPİKAL MEYVELİ DAIQUIRI
Margarita ve daiquiri modası genelde aynı anda yükselişe geçer ve iner. Bu yaz ikisi de oldukça moda. Özellikle tropikal meyvelerle hazırlanan daiquiri yaz akşamı serinlemek için iyi bir alternatif olabilir.
- Cherimoya
- Buz
- Beyaz rom
- Limon
KARPUZLU MOJITO
Yazın en popüler meyvesi karpuzun bu yaz ızgara salatası bile yapıldı. Frozen karpuz zaten yazlık mekânlarda çokça tüketilirdi, bu yaz ise votka karpuz da trend oldu.
- Karpuz
- Beyaz rom
- Taze nane
- Buzlu limonata
- Misket limon
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Casey O'Connell resimleri...
Posted by
jewel
|
19 Haziran 2009 Cuma
|
Labels:
Kültür / Sanat,
Resim
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
İnternette amaçsızca dolaşırken rastladım bu resimlere... Canlı renkleri olan resimleri seviyorum, bunlar da öyle, romantik bazen hüzünlü...
Kendi sayfasından diğer resimlerine de ulaşabilirsiniz...
Kendi sayfasından diğer resimlerine de ulaşabilirsiniz...
Sardunyalarınız soldu mu?
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Evdeki Bahçe
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
2 ay önce diktiğim sardunyalar ilk çiçeklerini verdikten sonra birer birer solmaya başladılar... Kara kara düşünürken ne yapacağımı, "besin takviyesi" yapmamı söylediler... Hemen gidip bir tane "çiçek coşturan" aldım, adı kadar varmış, 2.günde bütün dallar tomurcuklandı. "Çiçek Coşturan" ismiyle birkaç markanın ürünü var, genelde çiçek satılan bauhaus tarzı yerlerde mutlaka bulunuyor. 1 litre sulama suyuna 1 kapak karıştırıyorsunuz, açıkçası her sulamada koyulmalımı emin değilim, ben 2 günde bir ekliyorum... Sıcaklar da arttığı için daha sık sulanmaya ve bakıma ihtiyaçları var, çiçeklerinizi ihmal etmeyin, sonra küsüp solmasınlar..:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Bozcaada Şarap Tadım Günleri
Posted by
jewel
|
16 Haziran 2009 Salı
|
Labels:
Bozcaada,
Gezi / Travel
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
2009 Şarap Tadım Günleri'nin tarihleri 26-27 ve 28 Haziran, kaçırmayın !
Bozcaada, tarihten gelen şarap adası olma ünvanını her geçen yıl daha çok vurguluyor. İlki 2005 yazında gerçekleşen etkinlik için her Haziran ayının son haftasonu seçilmiş.
Etkinlik, adadaki 4 büyük şarap üreticisinin, Kaymakamlık ve Belediye‘nin destekleriyle gerçekleşiyor. Oldukça hareketli geçen üç gün boyunca adanın üzüm ve şarap kokan sokaklarını tatlı bir heyecan sarıyor. Şaraphanelerin önü ada halkının ve ziyaretçilerin biraraya gelip dans ettiği, şarkılar söylediği bir ortama dönüşüyor.
Etkinlik boyunca hergün bir şarap üretcisinin fabrikasında şarap tadım daveti yapılıyor. Canlı müzik eşliğinde, kokteyl havasında geçen bu günlerde ada çok kalabalık oluyor. Otel rezervasyonunuzu önceden yapmayı unutmayın !
Bozcaada, tarihten gelen şarap adası olma ünvanını her geçen yıl daha çok vurguluyor. İlki 2005 yazında gerçekleşen etkinlik için her Haziran ayının son haftasonu seçilmiş.
Etkinlik, adadaki 4 büyük şarap üreticisinin, Kaymakamlık ve Belediye‘nin destekleriyle gerçekleşiyor. Oldukça hareketli geçen üç gün boyunca adanın üzüm ve şarap kokan sokaklarını tatlı bir heyecan sarıyor. Şaraphanelerin önü ada halkının ve ziyaretçilerin biraraya gelip dans ettiği, şarkılar söylediği bir ortama dönüşüyor.
Etkinlik boyunca hergün bir şarap üretcisinin fabrikasında şarap tadım daveti yapılıyor. Canlı müzik eşliğinde, kokteyl havasında geçen bu günlerde ada çok kalabalık oluyor. Otel rezervasyonunuzu önceden yapmayı unutmayın !
Bozcaada Rehberi'nden...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Swissarmius
Posted by
jewel
|
13 Haziran 2009 Cumartesi
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Rollasole: İngilizlerin parlak icadı!
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Daha Baska...
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Bayanlar bilirler, gece dışarı çıkarken özene bezene giydiğimiz uzun topuklu ayakkabılarımız, gecenin sonunda saatlerce ayakta durmaktan, ya da dans etmekten işgence haline gelebilir. İngilizler buna bir çözüm getirmişler, Londra ve çevresindeki gece kluplerinde otomatlardan satın alınabilen "Rollasole" denen babetler kurtarıcı görevi görüyor. Şık kutuların içinde katlanmış olarak duran babetleri gecenin sonunda topuklu ayakkabınızla değiştirebilir, ayrıca içinden çıkan aynı renkteki çantaya da kendi ayakkabılarınız koyabilirsiniz. Tabiki henuz bizim buralardaki yok...:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)