Evin yeni projesi
Posted by
jewel
|
28 Aralık 2011 Çarşamba
|
Labels:
Dekorasyon
|
2
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Hediyeler hazır...:)
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Yılbaşı
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Yılbaşı Ruhu
Posted by
jewel
|
26 Aralık 2011 Pazartesi
|
Labels:
Yılbaşı
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Evde iki kedi olunca yılbaşı ağacı kurmak artık hayal oldu. Bu sene bari ağacım yok, birkaç dal parçasını vazoya koyar, süslerimi asarım hem değişiklik olur hem de kedilerden korurum demiştim ki, bu fikir de pek başarılı olmadı. Daha bir süs asmıştım ve diğerini almak için arkamı dönmüştüm ki astığım süs yerde ve kırılmıştı. Neyse ben de sonunda yılbaşının simgesi olan kırmızı çiçeklerden aldım. Mumlarımla beraber bu senelik yılbaşı süslemelerim tamamlanmış oldu.
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Van Depremi Yardım
Posted by
jewel
|
25 Ekim 2011 Salı
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Van deprem felaketinde mağdur olanlara yardım için herkes seferber olmuş durumda, siz de en kolay nasıl ulaştırabilirim derseniz:
1. Kızılay için herhangi bir operatörden 2868'e boş mesaj atarak 5TL yardım yapabilirsiniz.
2. Belediyeler evlerinize gelip yardım paketlerinizi topluyor. İstanbul için telefonlar: Kadıköy BLD: 0216 542 5055, BeşiktaşBLD: 444 44 55, AtaşehirBLD 0216 570 5050
3. Kargo firmaları - bildiklerim Yurtiçi ve MNG - ücretsiz olarak yardm paketlerinizi Van'a gönderiyorlar, size en yakın şubeye bırakabilirsiniz.
Yardım olarak evinizde kullanmadığınız, onların en çok ihtiyacı olacak şeyler: Palto, anorak, bere, eldiven, bot, battaniye, kazak, atkı, çorap... Yardımların ulaşması bir yana, umarım orada dağıtım organizasyonunu da becerebilirler...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
1. Kızılay için herhangi bir operatörden 2868'e boş mesaj atarak 5TL yardım yapabilirsiniz.
2. Belediyeler evlerinize gelip yardım paketlerinizi topluyor. İstanbul için telefonlar: Kadıköy BLD: 0216 542 5055, BeşiktaşBLD: 444 44 55, AtaşehirBLD 0216 570 5050
3. Kargo firmaları - bildiklerim Yurtiçi ve MNG - ücretsiz olarak yardm paketlerinizi Van'a gönderiyorlar, size en yakın şubeye bırakabilirsiniz.
Yardım olarak evinizde kullanmadığınız, onların en çok ihtiyacı olacak şeyler: Palto, anorak, bere, eldiven, bot, battaniye, kazak, atkı, çorap... Yardımların ulaşması bir yana, umarım orada dağıtım organizasyonunu da becerebilirler...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Dürbünümde Kırk Sene - Ayşe Kulin
Posted by
jewel
|
4 Eylül 2011 Pazar
|
Labels:
Dürbünümde Kırk Sene,
Kitaplık
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
İlk 20 yılı, çocukluğu, okul hayatı, ve genç yaşta yaptığı kısa evliliği "Hayat", sonraki 20 yılda boşanması ve ondan sonraki yaşam ve geçim mücadelesi "Hüzün"... Babasının hayata vedasıyla bitirdiği anılarından oluşan 2 kitap...
Ayşe Kulin'in kitabını rafta gördüğüm anda arkasını okumadan satın alırım. Son yazdığı Hayat ve Hüzün kitaplarını da ilk çıkar çıkmaz almıştım. Diğer bütün kitaplarını alır almaz 2 günde bitirmişimdir. İlk "Hayat"a başladığımda, anılarını yazmanın diğer romanları gibi olmadığını düşünmüştüm, diğerleri gibi akıcı gitmiyordu, arkadaşlarının, yakınlarının isimlerini okudukça kitabın içinde kaboluyordum. Bu yüzden biraz oyalandım bu kitabı okurken. Ama çok sevdiğim yazarın hayatını kendi ağzından okuma merakım ağır bastı ve bir şekilde kitabın ortalarında yine o bildiğim akıcı romanlara dönüştü. İlk kitap "Hayat"ı bitirir bitirmez, "Hüzün"e geçtim ve o da 1 gün içinde bitti. Şimdi bütün başta düşündüklerimi geri alıyorum:)
Ben de şu anda biraz hüzünlüyüm, kitabın etkisindeyim sanırım hala. Okumanızı tavsiye ederim...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Ayşe Kulin'in kitabını rafta gördüğüm anda arkasını okumadan satın alırım. Son yazdığı Hayat ve Hüzün kitaplarını da ilk çıkar çıkmaz almıştım. Diğer bütün kitaplarını alır almaz 2 günde bitirmişimdir. İlk "Hayat"a başladığımda, anılarını yazmanın diğer romanları gibi olmadığını düşünmüştüm, diğerleri gibi akıcı gitmiyordu, arkadaşlarının, yakınlarının isimlerini okudukça kitabın içinde kaboluyordum. Bu yüzden biraz oyalandım bu kitabı okurken. Ama çok sevdiğim yazarın hayatını kendi ağzından okuma merakım ağır bastı ve bir şekilde kitabın ortalarında yine o bildiğim akıcı romanlara dönüştü. İlk kitap "Hayat"ı bitirir bitirmez, "Hüzün"e geçtim ve o da 1 gün içinde bitti. Şimdi bütün başta düşündüklerimi geri alıyorum:)
Ben de şu anda biraz hüzünlüyüm, kitabın etkisindeyim sanırım hala. Okumanızı tavsiye ederim...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Domates Biber Patlıcan...
Posted by
jewel
|
27 Temmuz 2011 Çarşamba
|
Labels:
Evdeki Bahçe
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Yazlık eviniz olmasının en güzel yanlarından biri bahçesinde sebze yetiştirebilmek. Kendim evdeki denemelerimden biliyorum ki balkonda, domates ve biberi geçtim, fesleğen ve maydanoz bile zor dayandı. Bahçede ne kadar büyütebilirsiniz işi bilmiyorum ama başlangıçta bahçedeki 5 biber, 3 domates ve 1 patlıcana insan gözü gibi bakıyor:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Bahçe Bahçe...
Posted by
jewel
|
23 Temmuz 2011 Cumartesi
|
Labels:
Dekorasyon,
Evdeki Bahçe
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
söyle bize hangi saksı daha güzel? Bahçeyi güzelleştirme kapsamında tuğladan örülmüş saksıların üstünü taşlarla kaplamaya karar verdik ama hangi taşı kullansak karar veremedik. Biri denizden topladığımız orta boy olan taşlarla kaplandı, diğeri de minik beyaz çakıl taşları ve içine karıştırılmış siyah taşlarla. Aslında büyük çoğunluk beyazda karar kıldı ama sizce hangisi daha güzel acaba?
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Pesto Soslu Cips
Posted by
jewel
|
18 Haziran 2011 Cumartesi
|
Labels:
Yiyelim / İçelim
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Zeyinti cipsten sonra (tarifini buradan bulabilirsiniz), yeni keşfim pesto soslu cips. Yufkayla zeytin ezmesinden başka ne kullanabilirim diye düşünürken elime pesto sosu geçti. Gerçekten denemeye değer, biraz daha yağlı ama zeytin kadar yoğun tadı yok, tavsiye edilir:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Yemek Kitaplarınız İçin
Posted by
jewel
|
17 Haziran 2011 Cuma
|
Labels:
Dekorasyon
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Yüksek Tavanlar
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Perfect Match
Posted by
jewel
|
16 Haziran 2011 Perşembe
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Mutfaktaki Kavanozlar
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Dekorasyon,
Günün Dekorasyon Fikri
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Sahilde Piknik
Posted by
jewel
|
13 Haziran 2011 Pazartesi
|
Labels:
Daha Baska...
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Harita ve Resim
Posted by
jewel
|
9 Haziran 2011 Perşembe
|
Labels:
Dekorasyon,
Günün Dekorasyon Fikri
|
3
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Pembe Bahçe
Posted by
jewel
|
3 Haziran 2011 Cuma
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Sarayda Kahve Merasimi
Posted by
jewel
|
29 Mayıs 2011 Pazar
|
Labels:
Gezi / Travel
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Bir cumartesi sabahı erkenden vapura atlayıp Eminönüne gidiyoruz. Erkenden diyorum çünkü tarihi yarımada ne kadar güzel olursa olsun, insan kalabalığının içinde gezilemez hale geliyor. Sonra iskeleden yürüyerek Kapalı Çarşıya geliyoruz. Dedim ya, buraların boş hali başka oluyor... Önce kahvemizi içip sonra başlıyoruz bir yandan fotoğraf çekip bir yandan dolaşmaya...Oradan da Mısır Çarşısına geçiyoruz ve kendimizi eski osmanlı fincanlarının satıldığı - ününü de daha önce duyduğumuz - Galeri Set'in mağazasında buluyoruz. Burada anlatmamın nedeni sadece fincanların güzelliği değil, sunumlarının da farklılığı.
Önce mağazada sandalye getirtilip buyur ediliyorsunuz. Ve başlıyorlar teker teker fincanları tanıtmaya ve tanıtırken de tarihten notlar vermeye. 16.-19. yüzyıllar arası Osmanlı'da kullanılmış fincanların dönemler içinde renklerinin ve tarzlarının nasıl değiştiğini dinliyorsunuz ve bir yandan gerçekten sarayda misafir edildiğinizi düşünüyorsunuz.
İşte onların ağzından sarayda kahve merasimi:
Davetli sayısı ne kadar fazla olursa olsun, misafirin bin ikram ve izzetle soygun odasına alınışı ve halayığın ferayenin ya da çarşafın çıkarılması, gül bahar sahan şekerlikte sunulan lokum ile ağızın tatlanması ve itibarına göre götürülüp münasip bir yere oturtulması ile kahve merasimi başlar.
Üç cariye el birliğiyle kahve ikramını, öyle inceltilmiş, öyle zarif, öyle bedii hüner haline getirilmişti ki artık kahve bir damak zevki olmaktan çıkmış adeta göz ve gönül zevki halini bulmuştur.
Bu üç kahveci cariyeden herbirinin omuzlarından göğüslerine çaprazlama atılmış sırma işlemeli kadife veya atlas kahve örtüleri olması şarttı.
Kalabalığın içine göz kamaştırıcı kıyafetleriyle dalan seçme genç kızların narin ellerinde o meşhur osmanlı fincan tepsinin içinde içi bir servet teşkil eden rengarenk, incecik, herbiri müstesna bir sanat eseri olan 16.yy.osmanlı kahve fincanlarındaki nallı devenin bile basıp batmayacağı köpüğüyle o kahveyi sunuşları ve şair gibi;
Bir elinde gül bir elinde fincanı ile geldi sakiya,
Hangisini alsam; gülü yahut ki fincanı ya da seni.
Dedirtecek ikram ve izzetle ustalaşmış tabii zarafetleriyle bu kahveleri ikişer ikişer saray adabına uygun bir edeble misafirlere sunarlardı.
Bu sunumdan sonra zaten alışveriş yapmadan çıkmanız olanaksız. Aldığınız fincanlar kadife keselere koyuluyor, içine de kahve ve gül lokumu ilave ediliyor. Son olarak da keseye lavanta kolonyası püskürtülüp size veriliyor. Kahveleriniz ferah olsun diyerek uğurlanıyorsunuz ve eve gidip yeni fincanlardan kahve içmek için sabırsızlanıyorsunuz:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Önce mağazada sandalye getirtilip buyur ediliyorsunuz. Ve başlıyorlar teker teker fincanları tanıtmaya ve tanıtırken de tarihten notlar vermeye. 16.-19. yüzyıllar arası Osmanlı'da kullanılmış fincanların dönemler içinde renklerinin ve tarzlarının nasıl değiştiğini dinliyorsunuz ve bir yandan gerçekten sarayda misafir edildiğinizi düşünüyorsunuz.
İşte onların ağzından sarayda kahve merasimi:
Davetli sayısı ne kadar fazla olursa olsun, misafirin bin ikram ve izzetle soygun odasına alınışı ve halayığın ferayenin ya da çarşafın çıkarılması, gül bahar sahan şekerlikte sunulan lokum ile ağızın tatlanması ve itibarına göre götürülüp münasip bir yere oturtulması ile kahve merasimi başlar.
Üç cariye el birliğiyle kahve ikramını, öyle inceltilmiş, öyle zarif, öyle bedii hüner haline getirilmişti ki artık kahve bir damak zevki olmaktan çıkmış adeta göz ve gönül zevki halini bulmuştur.
Bu üç kahveci cariyeden herbirinin omuzlarından göğüslerine çaprazlama atılmış sırma işlemeli kadife veya atlas kahve örtüleri olması şarttı.
Kalabalığın içine göz kamaştırıcı kıyafetleriyle dalan seçme genç kızların narin ellerinde o meşhur osmanlı fincan tepsinin içinde içi bir servet teşkil eden rengarenk, incecik, herbiri müstesna bir sanat eseri olan 16.yy.osmanlı kahve fincanlarındaki nallı devenin bile basıp batmayacağı köpüğüyle o kahveyi sunuşları ve şair gibi;
Bir elinde gül bir elinde fincanı ile geldi sakiya,
Hangisini alsam; gülü yahut ki fincanı ya da seni.
Dedirtecek ikram ve izzetle ustalaşmış tabii zarafetleriyle bu kahveleri ikişer ikişer saray adabına uygun bir edeble misafirlere sunarlardı.
Bu sunumdan sonra zaten alışveriş yapmadan çıkmanız olanaksız. Aldığınız fincanlar kadife keselere koyuluyor, içine de kahve ve gül lokumu ilave ediliyor. Son olarak da keseye lavanta kolonyası püskürtülüp size veriliyor. Kahveleriniz ferah olsun diyerek uğurlanıyorsunuz ve eve gidip yeni fincanlardan kahve içmek için sabırsızlanıyorsunuz:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Bilgelik Sembolü Baykuş
Posted by
jewel
|
26 Mayıs 2011 Perşembe
|
Labels:
Dekorasyon
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Jules ve Big Joe
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Duvardan Duvara Harita
Posted by
jewel
|
25 Mayıs 2011 Çarşamba
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Fırfırlı Perde
Posted by
jewel
|
23 Mayıs 2011 Pazartesi
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Şarap...
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Tasarım,
Yiyelim / İçelim
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
GittiGidiyor'dan Alışveriş...
Posted by
jewel
|
22 Mayıs 2011 Pazar
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
...yapacaksanız 5 kere düşünün derim. Geçtiğimiz pazartesi GittiGidiyor'dan fotoğraf makinesi ve lens almaya karar verdim (haftalarca araştırıp düşündükten sonra!) Tahmin edersiniz ki pahalı bir alışveriş oldu. Ama sadece o güne özel %10 indirim vardı ve kaçırmak istemedim.
Pazartesi günü foto makinesi ve lensi aldım ve kredi kartımla ödedim, aynı gün "ödemeniz kontrol ediliyor, işleminize kısa sürede onay verilecek... " maili geldi. Sonraki 3 gün sabırla siparişimin onaylanmasını bekledim. Bu arada kredi kartı ekstreme baktıgımda da pazartesi günü paranın tamamının çekilmiş olduğunu gördüm. 4. gün tekrar kontrol etmek için sitelerine girdiğimde siparişlerim silinmişti. Ne olduğunu öğrenmek için GittiGidiyor'a mail attım ve cevap olarak bankanın onay vermediğini söylediler. Bankaya sorduğumda da bankadan onay için başvuru olmadığını söylendi. Birkaç mailleşmeden sonra da paranın kartıma geri iade edileceğini söylediler. Peki ben niye bu kadar sinirliyim?
1. Kredi kartımdan paranın tamamını çektikleri halde, bankadan onay bekliyoruz diye oyaladılar.
2. Siparişimi bana haber vermeden iptal ettiler. (Normalde diğer bütün online alışveriş sitelerinde ödemeyle ilgili problem olursa maille uyarırlar ve şu kadar gün için siparişiniz iptal edilir diye bilgi verirler -ki ödememde problem yoktu!)
3. Sadece 1 günlük 10% indirimi kaçırmış oldum.
4. En önemlisi parayı anında kredi kartından çekerken, iade işlemi birkaç gün sürüyor. Yani 1 hafta boyunca 2500 TL lik limitimi bloke etmiş oldular.
5. Haftaya parayı iade etmemiş olurlarsa kartımı iptal ettirmek zorunda kalacağım.
6. Şikayetlerinizi paylaşmak için hiçbir muhattap yok, sadece mail atabiliyorsunuz, ve şablon cevap mailleri geliyor.
Daha sayayım mı?...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Pazartesi günü foto makinesi ve lensi aldım ve kredi kartımla ödedim, aynı gün "ödemeniz kontrol ediliyor, işleminize kısa sürede onay verilecek... " maili geldi. Sonraki 3 gün sabırla siparişimin onaylanmasını bekledim. Bu arada kredi kartı ekstreme baktıgımda da pazartesi günü paranın tamamının çekilmiş olduğunu gördüm. 4. gün tekrar kontrol etmek için sitelerine girdiğimde siparişlerim silinmişti. Ne olduğunu öğrenmek için GittiGidiyor'a mail attım ve cevap olarak bankanın onay vermediğini söylediler. Bankaya sorduğumda da bankadan onay için başvuru olmadığını söylendi. Birkaç mailleşmeden sonra da paranın kartıma geri iade edileceğini söylediler. Peki ben niye bu kadar sinirliyim?
1. Kredi kartımdan paranın tamamını çektikleri halde, bankadan onay bekliyoruz diye oyaladılar.
2. Siparişimi bana haber vermeden iptal ettiler. (Normalde diğer bütün online alışveriş sitelerinde ödemeyle ilgili problem olursa maille uyarırlar ve şu kadar gün için siparişiniz iptal edilir diye bilgi verirler -ki ödememde problem yoktu!)
3. Sadece 1 günlük 10% indirimi kaçırmış oldum.
4. En önemlisi parayı anında kredi kartından çekerken, iade işlemi birkaç gün sürüyor. Yani 1 hafta boyunca 2500 TL lik limitimi bloke etmiş oldular.
5. Haftaya parayı iade etmemiş olurlarsa kartımı iptal ettirmek zorunda kalacağım.
6. Şikayetlerinizi paylaşmak için hiçbir muhattap yok, sadece mail atabiliyorsunuz, ve şablon cevap mailleri geliyor.
Daha sayayım mı?...
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Bembeyaz Bir Ev
Posted by
jewel
|
20 Mayıs 2011 Cuma
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Kilim Deseni
Posted by
jewel
|
17 Mayıs 2011 Salı
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Roller Coaster Şezlong
Posted by
jewel
|
16 Mayıs 2011 Pazartesi
|
Labels:
Tasarım
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Baharın habercisi...
Posted by
jewel
|
11 Mayıs 2011 Çarşamba
|
Labels:
Fotoğraf
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Fotoğraf Kampanyası
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Fotoğraf
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
En güzel gününüzden geriye kalacak en önemli ayrıntı fotoğraflarınız... Evlilik hazırlığında olanlar, düğün ve nişan fotoğraflarınız için bu kampanyayı kaçırmayın derim... Ayrıntılar ve daha fazla resim için buraya:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Efsane "Wedding Cup"
Posted by
jewel
|
9 Mayıs 2011 Pazartesi
|
Labels:
Cape Town
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Daha önce bahsettiğim şarap logosundaki efsanenin romantik hikayesi...:
Yüzyıllar önce Nuernbergde, zengin bir asilzadenin kızı olan Kunigunde, bir kuyumcuya aşık olmuş. Birçok zengin talibini reddedip, kuyumcunun karısı olamk istediğini söylemiş. Babası ise bu duruma o kadar kızmış ki, kızının gözyaşlarına aldırmadan kuyumcuyu karanlık zindana kapattırmış.
Kızının zamanla bunu unutacağını düşünürken, kızı yemeden içmeden kesilip gitgide solmaya başlamış gözünün önünde. Babası da sonunda dayanamamış, kuyumcuya bir teklif getirmiş. Öyle bir kadeh yap ki iki kişi aynı anda hiç dökmeden içinden içki içebilsin. Eğer bunu yapabilirse kızıyla evlenebileceğini söylemiş - yapabileceğine hiç inanmayarak.
Kuyumcu ise yeteneği ve aşkın verdiği ilhamla sevdiği kızın heykelinden bir kadeh yaratmış. Eteği kadeh ve kızın elinde tuttuğu dönen kova da ikinci kadeh olmuş. Böylece asizadenin isteğini yerine getiren kuyumcu kızıyla evlenmeye hak kazanmış.
Bugün geleneksel hale gelen kadeh, yeni evliler için aşk, sadakat ve şansın sembolu olmuş...
Bir de kadehten şarap içen yeni evli çiftlerden hangisi daha önce bitirirse evde onun sözü geçeceğine inanırlarmış..:))
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Yüzyıllar önce Nuernbergde, zengin bir asilzadenin kızı olan Kunigunde, bir kuyumcuya aşık olmuş. Birçok zengin talibini reddedip, kuyumcunun karısı olamk istediğini söylemiş. Babası ise bu duruma o kadar kızmış ki, kızının gözyaşlarına aldırmadan kuyumcuyu karanlık zindana kapattırmış.
Kızının zamanla bunu unutacağını düşünürken, kızı yemeden içmeden kesilip gitgide solmaya başlamış gözünün önünde. Babası da sonunda dayanamamış, kuyumcuya bir teklif getirmiş. Öyle bir kadeh yap ki iki kişi aynı anda hiç dökmeden içinden içki içebilsin. Eğer bunu yapabilirse kızıyla evlenebileceğini söylemiş - yapabileceğine hiç inanmayarak.
Kuyumcu ise yeteneği ve aşkın verdiği ilhamla sevdiği kızın heykelinden bir kadeh yaratmış. Eteği kadeh ve kızın elinde tuttuğu dönen kova da ikinci kadeh olmuş. Böylece asizadenin isteğini yerine getiren kuyumcu kızıyla evlenmeye hak kazanmış.
Bugün geleneksel hale gelen kadeh, yeni evliler için aşk, sadakat ve şansın sembolu olmuş...
Bir de kadehten şarap içen yeni evli çiftlerden hangisi daha önce bitirirse evde onun sözü geçeceğine inanırlarmış..:))
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Dünyanın bir ucunda şarap tadımı
Posted by
jewel
|
6 Mayıs 2011 Cuma
|
Labels:
Cape Town,
Gezi / Travel
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
G.Afrika'nın meşhur şaraplarının çıktığı üzüm bağlarının bulunduğu yer Cape Town. (Daha önce Cape Town'la ilgili ilk izlenimlerimi yazmıştım ama hepsini tek yazıya sığdırmaya imkan yok:) işte bu da devamı...) Stellenbosh bölgesinde adım başı bir şarap fabrikası, hepsini gezmeye vakit yok, zaten gezerseniz de araba kullanacak haliniz kalmıyor. Biz de en iyisini soralım, gidelim dedik. Warwick Wine Estate'i tavsiye ettiler, önce gidip şaraplarını tadacağız, sonra da piknik yapacağız... Arabamızı kiraladık, navigasyonu ayarladık ve yola koyulduk:)
Girişte çok güzel karşılanıyorsunuz, zaten çiftlik de çok güzel, yemyeşil sessiz...
Girişte çok güzel karşılanıyorsunuz, zaten çiftlik de çok güzel, yemyeşil sessiz...
Stokholm'da Bir Çatı Katı
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
İnanılmaz güzel bir ev, 300 m2, 5 metre tavan yüksekliği olan bir çatı katı. Yüksek tavanda birçok cam olmasından dolayı aydınlık ve ferah. Yerden tavana kadar uzanan kütüphane ve salonun ortasındaki şömine de harika...
Bu gece Hıdırellez
Posted by
jewel
|
5 Mayıs 2011 Perşembe
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Bu gece hıdırellez, herkes iş başına, dileklerinizi yazıp gül ağacının altına koyarsanız, istedikleriniz gerçekleşirmiş. Bir de bereket gelsin diye yiyecek kapları para keselerinin ağzı da açık bırakılırmış, bunu da yeni öğrendim.
Herkesin dilekleri gerçek olsun...:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Herkesin dilekleri gerçek olsun...:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Bahar Nerede Kaldı?
Posted by
jewel
|
4 Mayıs 2011 Çarşamba
|
Labels:
Daha Baska...
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Mayıs ayına geldik, şunun şurasında yaza ne kaldı? ama hala ilkbaharı yaşayamadık.. bu nasıl karamsar iç karartıcı bir havadır geçmek, yağmurlar da durmak bilmedi. Depresyona girdim giricem, blog yazmak bile gelmiyor içimden:) bizim kediler bile depresyonda, sıkıntılı sıkıntılı dolaşıyorlar evin içinde... NE olacak bu halimiz??
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Cape Town
Posted by
jewel
|
26 Nisan 2011 Salı
|
Labels:
Cape Town,
Gezi / Travel
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
İş için Güney Afrika'ya gittiğimi söylemiştim.. son hafta da izin alıp Cape Town'a geçtim. Sanırım G.Afrika gördüğüm en güzel ülkelerden biri, doğası, havası muhteşem. Yollar çok düzenli ve temiz, şehir dışındaki yollarda bile ne tümsek ne çukura rastladık. Herkes güvenlik konusunda endişelenir ama İstanbul'dan daha tehlikeli olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ve başka benzer bir yönü daha, zenginler çok zengin, fakirler çok fakir, uçurum çok fazla. Irkçılık sona ereli 15 seneden fazla olmuş ama dengeler hemen düzelmiyor tabiki.
Neyse gelelim Cape Town'a... Yapacak o kadar çok var ki 1 hafta yetmedi nerdeyse. En güzel yerlerinden biri Waterfront, otel çok yakın olduğu için nerdeyse her akşam ayrı bir restorana giderek burada 1 hafta geçirdik.
Neyse gelelim Cape Town'a... Yapacak o kadar çok var ki 1 hafta yetmedi nerdeyse. En güzel yerlerinden biri Waterfront, otel çok yakın olduğu için nerdeyse her akşam ayrı bir restorana giderek burada 1 hafta geçirdik.
Bir Nar Bin Hayat
Posted by
jewel
|
24 Nisan 2011 Pazar
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Türkiye Kanserle Savaş Vakfı (TKSV)'nın kanserden korunma ve erken teşhisin önemi hakkında bilinçlendirmek ve ihtiyacı olan kanser hastalarının ücretsiz tedavisine fon yaratmak için başlattığı "Bir Nar Bin Hayat" projesine siz de katkıda bulunabilirsiniz. Proje için tasarlanan gümüş kaplama nar şeklinde anahtarlık ve kolyeler 15 TL den satışta. Beta, Faik Sönmez, İpekyol, Machka, Roman, Twist ve YKM mağazalarında bulabilirsiniz.
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Merhaba...
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)