İş için Güney Afrika'ya gittiğimi söylemiştim.. son hafta da izin alıp Cape Town'a geçtim. Sanırım G.Afrika gördüğüm en güzel ülkelerden biri, doğası, havası muhteşem. Yollar çok düzenli ve temiz, şehir dışındaki yollarda bile ne tümsek ne çukura rastladık. Herkes güvenlik konusunda endişelenir ama İstanbul'dan daha tehlikeli olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ve başka benzer bir yönü daha, zenginler çok zengin, fakirler çok fakir, uçurum çok fazla. Irkçılık sona ereli 15 seneden fazla olmuş ama dengeler hemen düzelmiyor tabiki.
Neyse gelelim Cape Town'a... Yapacak o kadar çok var ki 1 hafta yetmedi nerdeyse. En güzel yerlerinden biri Waterfront, otel çok yakın olduğu için nerdeyse her akşam ayrı bir restorana giderek burada 1 hafta geçirdik.
Bu arada Waterfront'ta bizdeki sokak kedileri yerine foklar var, dikkatli bakarsanız denizde mutlaka döne döne yüzen bir fok ya da iskele güneşlenen bir tane bulabilirsiniz.
Bunun dışında Cape Town' da yapılacak ilk iş Table Mountain'a çıkmak - tabi bulutsuz bir günü yakalamak gerek. Eğer o gün bulutlu ise 1000 metrelik dağın üstünden hiç kalkmıyor, ve gezmek imkansız oluyor. Dağın üstü 3 km'lik düz bir plato, çevresinde de birçok treking rotası var, isteyen bütün günü bile geçirebilir. Manzara muhteşem.. Bütün Cape Town, Ümit Burnu, bir yanda Atlantik okyanusu, diğer yanda Pasifik, hepsi ayaklarınız altında...
Cape Town'da birçok plaj var, plajlar çok güzel ama su her zaman çok soğuk 10 derece civarında, bilmiyorum nasıl yüzebiliyorlar! En güzeli sanırım Camps Bay, tek sorun rüzgarlı günlerde plajda oturmak imkansız hala geliyor, rüzgardan üstünüze çarpan kumlar o kadar can yakıyor ki bağırarak kaçmak istiyorsunuz...
Gece ise gidilecek mekan Longstreet. Bizim Beyoğlu gibi bir cadde, bütün barlar gece klüpleri burada. Tek farkı yürüyerek gitmek sakıncalı olabilir, taksiyle gidip taksiyle dönmek en iyisi:)
Bir yazıya bu kadar yeter sanırım. Daha sonra Ümit Burnu ve çevresindeki doğal park ve şarap bağları gezilerimizi de anlatacağım.
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Neyse gelelim Cape Town'a... Yapacak o kadar çok var ki 1 hafta yetmedi nerdeyse. En güzel yerlerinden biri Waterfront, otel çok yakın olduğu için nerdeyse her akşam ayrı bir restorana giderek burada 1 hafta geçirdik.
Bu arada Waterfront'ta bizdeki sokak kedileri yerine foklar var, dikkatli bakarsanız denizde mutlaka döne döne yüzen bir fok ya da iskele güneşlenen bir tane bulabilirsiniz.
Bunun dışında Cape Town' da yapılacak ilk iş Table Mountain'a çıkmak - tabi bulutsuz bir günü yakalamak gerek. Eğer o gün bulutlu ise 1000 metrelik dağın üstünden hiç kalkmıyor, ve gezmek imkansız oluyor. Dağın üstü 3 km'lik düz bir plato, çevresinde de birçok treking rotası var, isteyen bütün günü bile geçirebilir. Manzara muhteşem.. Bütün Cape Town, Ümit Burnu, bir yanda Atlantik okyanusu, diğer yanda Pasifik, hepsi ayaklarınız altında...
Cape Town'da birçok plaj var, plajlar çok güzel ama su her zaman çok soğuk 10 derece civarında, bilmiyorum nasıl yüzebiliyorlar! En güzeli sanırım Camps Bay, tek sorun rüzgarlı günlerde plajda oturmak imkansız hala geliyor, rüzgardan üstünüze çarpan kumlar o kadar can yakıyor ki bağırarak kaçmak istiyorsunuz...
Gece ise gidilecek mekan Longstreet. Bizim Beyoğlu gibi bir cadde, bütün barlar gece klüpleri burada. Tek farkı yürüyerek gitmek sakıncalı olabilir, taksiyle gidip taksiyle dönmek en iyisi:)
Bir yazıya bu kadar yeter sanırım. Daha sonra Ümit Burnu ve çevresindeki doğal park ve şarap bağları gezilerimizi de anlatacağım.
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
Kayıtlar
1 comments:
Resim konusunda iyice profesyonelleşmişsin, hepsi güzel ama, en alttaki kumsal ve ışık oyunlarına bayıldım. Paylaşım için teşekkürler. Devamını bekliyoruz...
Yorum Gönder