Bot turlarının kalktığı yerden yürüyerek Djurgarden bölgesine geçiliyor. Burdaki en etkileyici yer Vasa müzesi. İlk suya indirilişinden hemen sonra batan ve 300 sene suda kalan devasa tekne için yapılmış bir müze burası. Gördüğüm en başarılı müzelerden biri. Tekne neredeyse ilk günkü gibi, 300 sene suda hiç yıpranmamış. Müzeyi gezerken sanki gerçekten geminin içinde geziyorsunuz...
Vasa müzesinin hemen arkasında Nordic müzesi var, içini gezmeye fırsatım olması ama binasına hayran kaldım. Yine aynı bölgede - benim vakit bulup gidemediğim - bir yer de çocuklar için yapılmış olan Junibacken. Çocukken en sevidiğim kitaplardan olan Pippi Uzunçorabın İsveçli yazarının diğer hikayelerin maketlerle anlatıldığı bir müze diyebiliriz.
Aynı adada bir de dünyanın ilk açık hava müzesi var, İsveç'in çeşitli yerlerinden 150 ev ve çiftlik evi getirilmiş. Burayı da have soğuk ve karlı olduğu için gezemedik ne yazıkki.
Stokholm'de görülecek çok yer ama sadece birkaç gün için:) Bunlar dışında şehrin içinde gidebileceğiniz kayak merkezi var daha uzun kalanlar için... En son olarak da göremediğim bir yer daha var, kraliyet ailesinin şuanda oturduğu saray. Unesco'nun dünya mirası listesinde bulunuyor, kısmen ziyretçilere açık ama biraz uzaktaydı. Başka sefere artık...:)
(c)Daha Başka - http://dahabaska.blogspot.com/
0 comments:
Yorum Gönder