Yine kediseverler için... çok tarz yataklar, artık kedi için mi yoksa kendi salonunuz için mi bakarsınız bilemem...
Kediler için yatak
Posted by
jewel
|
16 Eylül 2009 Çarşamba
|
Labels:
Kedimiz,
Tasarım
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Frankfurt'taki alışveriş merkezi
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Mimari Tasarımlar
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Haftasonu tatili kapsamında 1 günlüğüne Frankfurttaydık... Bütün alışveriş merkezlerinin olduğu meydanda bir tane alışveriş merkezi - "MyZeil" - vardı ki bayağı ilginç bir mimariye sahipti...
Manga - Şehr-i Hüzün
Posted by
jewel
|
15 Eylül 2009 Salı
|
Labels:
Kültür / Sanat,
Müzik
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Manga'nın yeni albümüne bayıldım!! "Şehr-i Hüzün" 5 yıl aradan sonraki 2.albümleri... Biraz rock, biraz rap, biraz elektronik... bazıları tarzını Limp Bizkit'e benzetiyor. Bu albümlerinde ney, tambur, bağlama gibi entrümanları da kullanmışlar, çok güzel bir sentez olmuş. Albüm gerçekten çok başarılı, dinlemeyenlere tavsiye edilir...
Kablo karmaşasına son
Posted by
jewel
|
8 Eylül 2009 Salı
|
Labels:
Kablo Saklama,
Tasarım
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Bizim evde kabloları saklamak çok büyük bir sorun, ne kadar saklamaya çalışsak da tam bir çözüm bulamadık, sanki heryerden çıkan kablolar üstümüze üstümüze geliyor. Bizibozmaz'da rastladığım bu çözümü tuttum doğrusu!
Gojeko Çantalar
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Geçen yılbaşında sevgili Gelinn hediye etmişti bu çantalardan, çevre dostuymuş, organik kumaşlardan üretilmiş, plastik torbaların yerini alsın istenmiş... Alışverişe çıktığınızda bu çantalardan yanınıza alabilirsiniz, aldıklarınızı plastik poşetlerde taşımak yerine bu çantalara koyabilirsiniz, böylece çevreye de katkınız olur. Daha öncede konuk yazar olarak Serap bahsetmişti plastik yerine bez çanta taşıma gerekliliğinden...
Aslında Avrupada çok yaygın bu uygulama, marketlerde poşetler parayla satıldığı için, insanlar ister istemez kendi çantalarını ya da sepetlerini getiriyorlar. Yani aslında bazen halkın kendi kendine bilinçlenmesini beklemek yerine dolaylı yoldan bunu zorlamak daha akıllıca.
Bana hediye gelen çanta yılbaşı temalı olduğundan, bugünlerde kullanmak için kendime bir tane daha almaya karar verdim:) Aşağıdaki sayfalarından sipariş verilebiliyor, fiyatları da 7,5 TL ile 25 TL arasında değişiyor...
http://www.gojeko.com/
http://gojeko.blogspot.com/
Aslında Avrupada çok yaygın bu uygulama, marketlerde poşetler parayla satıldığı için, insanlar ister istemez kendi çantalarını ya da sepetlerini getiriyorlar. Yani aslında bazen halkın kendi kendine bilinçlenmesini beklemek yerine dolaylı yoldan bunu zorlamak daha akıllıca.
Bana hediye gelen çanta yılbaşı temalı olduğundan, bugünlerde kullanmak için kendime bir tane daha almaya karar verdim:) Aşağıdaki sayfalarından sipariş verilebiliyor, fiyatları da 7,5 TL ile 25 TL arasında değişiyor...
http://www.gojeko.com/
http://gojeko.blogspot.com/
Sonbahar temasına devam...
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Dekorasyon,
Sonbahar Dekorasyonu
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
M&S dan sonbahar dekorasyon fikirleri
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Dekorasyon,
Sonbahar Dekorasyonu
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Desenli duvar kağıtları, toprak renkler, sonbahar yaprakları ve mumlar... Marks&Spencer'dan sonbahar için fikirler...
Canan Berber resimleri
Posted by
jewel
|
7 Eylül 2009 Pazartesi
|
Labels:
Kültür / Sanat,
Resim
|
2
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Yine internette tesadüfen kaşıma çıkan - ve geç keşfettiğim - ressamlardan Canan Berber... İlgilenirseniz kendi blogu "HattiSOUL" dan resimlerini takip edebilirsiniz...
Dönüşen pencere...
Posted by
jewel
|
5 Eylül 2009 Cumartesi
|
Labels:
Tasarım
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Bir bakmışsınız pencere, bir bakmışsınız balkon! Yaratıcılıkta sınır yok, çok takdir ettim doğrusu...
Efsane Denizatı
Posted by
jewel
|
4 Eylül 2009 Cuma
|
Labels:
Fotoğraf
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Çok zarif, çok narin ve nadir bulunan bu hayvanı görme şansına eriştim son dalış tatilimde... Dalış yaptığımız noktada denizatı görebileceğimizi söylediklerinde hepimizin gözü otların arasında onu arıyordu. Şahsen resimlerini görmüştüm ama ne büyüklükte birşey aradığımızı bilmiyordum... Sonra bir baktık ki otların arasında, kuyruğunu otlara dolamış suda dans eden minicik bir denizatı! Çok güzel ve utangaç bir hayvan, bizi görünce saklanmaya çalıştı... Biz de elimizden geldiğince rahatsız etmeden seyrettik kendisini...
Denizlerdeki - hatta deniz diye sınırlamayalım!- nadir tek eşli canlılardan biri. Hamilelik döneminde erkek denizatı dişinin yumurtalarını taşır... Hayat müşterek ne de olsa:) Eşleri öldüğünde de uzun süre yas tutarlarmış...
Ne yazıkki son yıllarda aşırı avlanma nedeniyle soyu tükenmek üzere. Umarım insanoğlu bilinçlenir ve denizatları korumaya alınır...
Denizlerdeki - hatta deniz diye sınırlamayalım!- nadir tek eşli canlılardan biri. Hamilelik döneminde erkek denizatı dişinin yumurtalarını taşır... Hayat müşterek ne de olsa:) Eşleri öldüğünde de uzun süre yas tutarlarmış...
Ne yazıkki son yıllarda aşırı avlanma nedeniyle soyu tükenmek üzere. Umarım insanoğlu bilinçlenir ve denizatları korumaya alınır...
Fotoğraf Kaş Explorers dalış merkezinden Altuğ Tosun'a ait...
Yatak Başları
Posted by
jewel
|
1 Eylül 2009 Salı
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Dergi askısı
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Dekorasyon
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Doğadan gelen mucize: Defne
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Sağlık
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Defne, yaz kış yeşil kalan, bu özelliği nedeniyle ölümsüzlüğün simgesi olan bir bitkidir.
Antik Yunanistan'da bu ağaç Apollon'a adanmıştır ve galibiyetle elde edilmiş ölümsüzlüğü, ve bu galibiyeti sağlayan, kahramanlıkla birleşmiş erdemi simgeler. Kahramanlara, alimlere ve bilgelere verilen defne yapraklı tacın kaynağı budur. Gene Apollon'la ilişkili olarak, Apollon'un kehanet özelliklerine elde edebilmek için Delfi'teki kahinler de kehanette bulunmadan önce defne yaprakları çiğnerlerdi veya yakarlardı. Kahinlerden olumlu bir cevap elde edenler geri giderken bir defne tacı ile dönerlerdi. (Apollon ve Dafne'nin mitolojik hikayesini daha önce yazmıştım...)
Orta çağlarda üniversitelerde alimler defneden taç giydirlirdi. Tıp okullarında genç doktorların başına konan taçlar defne yaprakları ve meyvelerinden oluşurdu; Fransa'da üniversite diplomasının adı olan " baccalauréat" (Latince ''bacca laurea'' : defne meyvesi) burdana kaynaklanmaktadır.
Defne yağı defne meyvelerini sıkarak elde edilen, 30°C'de eriyen bir yağdır. %95 yağ asitlerinden ve %5 esansiyel yağlardan oluşur. Yağ, en çok sabun üretiminde kullanılıp, bunun yanı sıra kozmetik sanayisinde cilt nemlendirici olarak kullanılır.
Şifalı ot olarak romatizma, deri kızarıklıkları ve kulak ağrıları için kullanılır.
Tıbbi literatürde defne yaprağının antioksidan, analjezik ( ağrı kesici), antienflamatuar ve antikonvulsant (antiepileptik) yararlarının olduğu belirtilmektedir.
Aslında bu yazıyı yazmamın nedeni yakın zamanda keşfettiğim Verdaa marka defne özlü sabun ve şampuanı.... Defne'nin en çok yetiştiği Antakya'da üretilen bu defne özlü doğal ürünleri tavsiye ederim... Renklendirici, parfüm ya da alkol içermiyorlar, ve kullandığınızda sadece kokusu bile ferahlık veriyor...
Eczanelerde ve doğal ürün satan mağazalarda satılmaya başlamış. İnternette ise buradan satın alabilirsiniz.
Antik Yunanistan'da bu ağaç Apollon'a adanmıştır ve galibiyetle elde edilmiş ölümsüzlüğü, ve bu galibiyeti sağlayan, kahramanlıkla birleşmiş erdemi simgeler. Kahramanlara, alimlere ve bilgelere verilen defne yapraklı tacın kaynağı budur. Gene Apollon'la ilişkili olarak, Apollon'un kehanet özelliklerine elde edebilmek için Delfi'teki kahinler de kehanette bulunmadan önce defne yaprakları çiğnerlerdi veya yakarlardı. Kahinlerden olumlu bir cevap elde edenler geri giderken bir defne tacı ile dönerlerdi. (Apollon ve Dafne'nin mitolojik hikayesini daha önce yazmıştım...)
Orta çağlarda üniversitelerde alimler defneden taç giydirlirdi. Tıp okullarında genç doktorların başına konan taçlar defne yaprakları ve meyvelerinden oluşurdu; Fransa'da üniversite diplomasının adı olan " baccalauréat" (Latince ''bacca laurea'' : defne meyvesi) burdana kaynaklanmaktadır.
Defne yağı defne meyvelerini sıkarak elde edilen, 30°C'de eriyen bir yağdır. %95 yağ asitlerinden ve %5 esansiyel yağlardan oluşur. Yağ, en çok sabun üretiminde kullanılıp, bunun yanı sıra kozmetik sanayisinde cilt nemlendirici olarak kullanılır.
Şifalı ot olarak romatizma, deri kızarıklıkları ve kulak ağrıları için kullanılır.
Tıbbi literatürde defne yaprağının antioksidan, analjezik ( ağrı kesici), antienflamatuar ve antikonvulsant (antiepileptik) yararlarının olduğu belirtilmektedir.
Aslında bu yazıyı yazmamın nedeni yakın zamanda keşfettiğim Verdaa marka defne özlü sabun ve şampuanı.... Defne'nin en çok yetiştiği Antakya'da üretilen bu defne özlü doğal ürünleri tavsiye ederim... Renklendirici, parfüm ya da alkol içermiyorlar, ve kullandığınızda sadece kokusu bile ferahlık veriyor...
Eczanelerde ve doğal ürün satan mağazalarda satılmaya başlamış. İnternette ise buradan satın alabilirsiniz.
Bana Kalırsa...
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Daha Baska...
|
0
comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
İşte yepyeni bir blog daha katıldı aramıza: Bana Kalırsa... Konuk yazar olarak burada yazmaya başlayan Serap teşvikler ve ısrarlara dayanamayarak kendi sayfasını açtı... Artık onun leziz tarifleri yanında keyifli yazılarını kendi penceresinden takip edebilirsiniz... Hoşgeldin:)
Hoşçakal yaz, hoşgeldin sonbahar...
Posted by
jewel
|
|
Labels:
Daha Baska...
|
1 comments
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta Paylaş
Eylül'ün de gelmesiyle artık sonbahar'a girmiş olduk. Eylül ayını her zaman sevmişimdir, neden acaba..:) Hüzünlüdür ama ayrı güzeldir... Yeşilin yerini sarılar, turuncular kırmızılar alır... Hava ne sıcaktır ne soğuk... Yaz tatili de bittiğine göre zaten havanın da sıcak kalmasına gerek yok artık:)
Hoşçakal yaz, hoşgeldin sonbahar...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)